banner94

TEMEL PROBLEM

            Temel Problemin Türk(ün) Kim(liği) problemi olduğunu, Türk(ün) hayatı ve ölümü Allah için yaşanabilir bilen, Allah’ın razı olmayacağı hayat tarzlarına tevessül etmeyen, Allah rızasına aykırı her hale muhalefet eden olduğunu iddia ettik. Çoğu kimse şaşırdı. Ama bu böyledir. Türklüğümüzle övüneceksek, Türk olarak bizim dışımızdaki insanlardan üstün olduğumuzu iddia edeceksek, ancak böyle olduğumuz için iddia edebiliriz. Eğer böyle değilsek, biz de herhangi bir insan zümresinden farkı olmayan insan(mı acaba?)lardan başka bir şey değiliz. Ama bu böyledir. Biz Türk isek böyle olarak Türk olabiliriz. Böyle olmayacaksak Türk de olamayacağız.

            Millet tanımını dini bir içeriğe sokarak çoğu kimsenin şaşırmasına sebep oluyoruz. Bu bazılarına elmayla armudu toplamak gibi geliyor. Hâlbuki böyle düşünmekle hata yapılıyor. 4.000 yıllık bir Türklükten bahsediliyor. Tarihte kalmış Hunların, Göktürklerin, Uygurların Türk olduğundan bahsediliyor. Biz böyle deyince kafalar karman çorman oluyor. Batı odaklı tarih millet anlayışıyla şekillenmiş kafalar teşevvüşe uğruyor. Bizim ağzımıza binlerce yıllık bir Türklük balı çalınarak kendi gerçekliğimizi anlamamamızdan kaynaklanan faydayı gâvurlar temin ediyor.

            Bir meseleyi doğru anlayabilmek için, meselenin, kim tarafından, hangi zamanda, hangi yerde, hangi amaca ulaşmak, hangi şartlarda, hangi gelecek tasavvuruyla, hangi çözüme ulaşmak için mevzu bahis edildiğini dikkate almak gerekir. Çünkü (yaratılmış) hiçbir şey salt kendi olarak yaratılmaz. Bir var varların içinde var olur. Bir başına var olmak Allah’a mahsustur. Allah kendi zatında salt Allah olarak, hiçbir şeye muhtaç olmadan vardır. Allah varlığında başka bir var yoktur. Milletler de birer yaratık olarak vardır. Millet varlığından bahsediliyorsa, bu bahis, kimin tarafından, hangi zamanda, hangi yerde, hangi amaca ulaşmak için, hangi şartlarda, hangi gelecek tasavvuruyla, hangi çözümlere ulaşmak için bahis mevzu edilmektedir, bunu dikkate almak gerekir. Şimdiye kadar millet varlığından bahsedenler, Müslüman şahsiyetlerini öne alarak bu konudan bahsetmemişlerdir. Bir gâvurun yaklaşımıyla bir Müslümanın yaklaşımı arasında siyah ve beyaz kadar hatta ondan daha çok fark vardır. Kendimizi Müslüman olarak, yaratılmışların tarihindeki yerimizi dikkate alarak, Allah rızası için, Türk vatanında olduğumuzu unutmadan, küfürle cihad etme, batılı  zevale uğratıp, hakkı galip getirme, Allah’ın en çok razı olacağı hale ulaşma gayesiyle değerlendirdiğimizde hakikatin bu minval üzere olduğu ortaya çıkacaktır.

            Millet nedir? Milletin ne olduğu niçin önemlidir? Modern bir dünyada yaşıyoruz. Modernlik dedikleri şey Allah’a karşı savaş açmış, Allah’a teslim olmak istemeyen, Allah rızasını gözetmeyen, Allah’ı unutulabilir, yoruma açık, tartışmalı bir konuymuşçasına gündem dışı yapılabilir, herkesin kendi anlayışına bırakılabilir bir mesele haline getirmiş, böyle bir dünya algısıyla yaşama gayretinde ve tarzında olmaktır. Yaşadığımız kendimizi içinde bulduğumuz gerçeklik budur. İnsan insanlar içinde insan olur. Biz de Türk olarak Türklerin içinde Türk olabiliriz. Her varın sahtesi ve hakikisi, helali haramı, güzeli çirkini, doğrusu yanlışı, temizi kirlisi olabilir. Bizim millet olarak (Türk) varlığımız, en hakiki, en helal, en güzel, en doğru, en temiz millet varlığını ortaya koyabildiği için önemlidir. İnsan olarak insanlığımızı ancak bir millet içinde idrak edebilir, gürbüzleştirebiliriz. İnsan oluşumuz, hem bir durumdur, hem de bir süreçtir. Millet oluşumuz da kökü teşhis edilebilir bir durum ve geleceği amaç edilebilir, gayret ve dua ile yaratılabilir bir süreçtir. Durumumuz varla yok arası, sürecimiz akamete, iğfale uğramış, uykuyla uyanıklık arası, sanki uyurgezer gibidir. Bu şartlar altında kökümüzü teşhis etmek, ideal millet duruşumuzu ortaya koymak, bu sonuca ulaşmak için gayret ve dua sahibi olmak gerekir. Bu yapılmadığı takdirde Türk varlığından bahsedilemeyecektir.

                        Niçin ümmetten değil de milletten bahsediyoruz? Millet diye bahsettiğimiz varlık niçin ümmet gibi? Ümmetten değil milletten bahsediyoruz, Çünkü millet dediğimizin nitelik olarak ümmetten farkı yoktur. Nicelik olarak daha dar bir alan olsa da insanın insan olabildiği, azami asgari insan topluğu millet olduğu için milletten bahsetmemiz gerekiyor. Ümmetçilik peşinde koşanlar kozmopolitizmin ele avuca gelmez tuzaklarına düşecekleri için gâvurlar tarafından endişe ile karşılanmıyor. Millet olamamış bir insan topluluğu ümmetçiliğin faydasını temin edemez. Milliyeti tekâmül etmemiş insan topluluğundaki insanın insanlığı tekâmül edemez. Millet diye bahsettiğimiz varlık niçin ümmet gibi? Evet Türk İslam ümmetinin cihat da ve siyaset de sıratı müstakim üzere olanlarının tarihi süreçte kazandıkları ünvandır. Tarihi süreç içinde Müslüman + Mücahit + siyaset(çi) olanlar Türk olmuş, bu özelliklerden birini kaybedenler de zaman içinde Türk özelliklerini kaybetmiştir. Bana mücahitlik yapmamış, gazi ya da şehit olmamış ve kendi siyasetini kendi kararıyla belirlemeyen, dışardan atanmış başkalarınca yönetilen, Müslüman olmayan ve hala Türk olduğundan bahsedilen, kendilerine Türk diyen birilerini gösterin. Gösteremezsiniz. Ama bakın tarihe türk olmadığı halde adı Türk’e çıkmış bir sürü örnek görebilirsiniz.  



Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner83

banner26