banner94
 Dünyada yasiyor olmak tehlikeye atilmaktir diyerek baslamistik söze. Tehlike nerden gelir Bedhahtan, kötüden, kötü niyetliden, düsmandan. Türkiye?de, Gazi Pasamizin Gençlige Hitabesinden de ilham alan bir iç düsman, dis düsman paranoyasi vardir. Sahsen ben de o paranoyaklardan biriyim. Bu yazida bu konulari irdelemeyi murad ediyorum.
Önce iç düsman algisini irdeleyelim.
Bir iç düsmandan bahsedebilmek için, benlik bilincine sahip bir ben?in olmasi gerekir. Bilincin salt kendi olarak ortaya çikamayacagi, bilincin ancak bir seyin bilinci olarak ortaya çikabilecegi söylenmis. Bir ben var ise o benin bir amaca yönelmis bir bilincinin olmakligi gerekiyor. O ben?in bilincinin sihhatini, saglamligini tahkik edecek, sinayacak ya da onu tahrip etmeyi isteyecek bir karsiti da oluyor, olusuyor. Bu karsit, ben?e içkin ise, onun içinde ise, ona iç düsman onun disinda ise dis düsman diyebiliriz.
Iç Düsmani irdeliyorduk ya.
Insan teki olan ben için Iç düsman nefistir.
Müslüman bir toplumun bizligi içinde iç düsman münafiklardir.
Bir millet için, Türkiye için iç düsman sahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilen hainlerdir.
Simdi mantik bütünlügünü bozmamak ve diger asamalarda da faydalanacagimiz bilgiler edinmek maksadiyla öncelikle, insan için iç düsman nefs ne imis ona bakalim.
Insan esrefi mahlukattir. Yani yaratilmislarin sereflisi. Emaneti yüklenmis olan. Insan Gök ile Yer arasindaki berzah imis. Buradaki gök kafayi kaldirdigimizda gördügümüz gök degil, gayb olan, göremedigimiz gök. Yer ise sadece ayagimizi bastigimiz yer degil, o yer ile birlikte kafamizi kaldirip göge baktigimizda dünya gözü ile görebildigimiz her yer. Yani ölünceye kadar isterseniz ayda gezen Gökmen olun yerdesinizdir. Öldükten sonra da cesediniz yerin altinda bile olsa göktesinizdir. Ben insanin esrefi mahlukatligini cennet için yaratilmisligina yorarim.
Neyse, konuyu dagitmayalim, nefs insanin yere bakan yanidir. Etidir canidir demek bana pek dogru gelmiyor. Ama etinden canindan ayriligini da söyleyemeyiz. Nefs insanin aldanisa, hazza yatkin yanidir. Islam alimleri nefsin durumunu düsünmüs, nefsin hallerini, mertebelerini tasnif etmisler. Mehmet Zahit Hocamizin Nefsin terbiyesi kitabindan bu mertebelerle ilgili faydalanabiliriz.
Giriste:Allah celle ve alayi bilmek nefsini bilmeye baglidir. Binaenaleyh nefsini bilmeyenin Allah Tealayi bilmesine imkan yoktur. Çünkü, Men arefe nefsehu, fekad arefe Rabbehu (Kim ki nefsini kendini- bildi, Rabbini bildi) buyrulmustur. Ifadeleriyle nefsin kendimiz oldugu beyan edilmis. (o zaman onu iç düsman addederek  kendi kendine düsmanlik nasil olacak- acaba hata mi ederiz, nefisle mücahedeye cihad-i ekber dendigine göre etmeyiz, ama nefse düsmanlik ihtimam isteyen bir sey)
Nefsin 7 mertebesi oldugu beyan edilerek, bu mertebeler söyle siralanmis: 1- Nefs-i Emmare 2- Nefs-i Levvame 3- Nefs-i Mülhime 4- Nefs-i Mutmainne 5- Nefs-i Radiye 6- Nefs-i Mardiyye 7- Nefs-i Kamile (Safiye)?
Birde söyle bir siralama vardir: Mümin, Müslim, Muhsin.
Bu konulari derinlemesine islemek benim haddime düsmez. Ben burada yazarken kitap karistirip malumatfurusluk taslamayi degil, dumura ugramis beynimi, beyinleri çalistirmayi murad ediyorum.
Nefs-i Emmare kafir ve münafiklarin nefsidir. Insan için dis düsman seytan ise, bu nefse düsman olarak kendi yeter. Biz Kelime-i Tevhid ile Islam dairesine girer, nefsi emmare halinde iken seytan ile hemhal olup, seytanlasan, seytanla aynilasan nefsimizin, seytan ile arasina iman perdesini çekeriz. Ondan sonraki bütün asamalarda, kendimiz ile hesaplasip, kendimizi tanirken, kendimize gelirken, nefsimizi terbiye ederken, dis düsman olarak seytani kabul eder, nefsimizin seytana uymamasi için çaba gösteririz. Bu mücadele çetin bir mücadeledir. Her insan tekini Sevgiliye ulastiran ayri bir yol vardir. Biz yasamak yolculugunda, yaptigimiz seçimlerle bu yolda yürürüz.
Ehlini bulmayan, yol yordam bilmeyen kendi içimizde yasadigimiz bu çatismayi hiç gitmemesi gereken noktalara götürebilir. Kendi kendi ile savasmak her yigidin harci degil. Nefsimize düsmanligimiz, haylaz çocugumuza kizginligimiz gibi olmalidir. Ona nasil sabirla, siyasetle ilimle yaklasmamiz gerekirse, iç düsman telakki ettigimiz nefsimize de öyle yaklasmamiz icap eder. Insan nefsiyle insandir. Nefs insanin kendisi, mütemmim cüzüdür.
RUH IÇIN NE BU TENDEDIR, NE DE BASKA BIR YERDEDIR.
NEFS IÇIN NE BENIM, NE DE BENDEN BASKA BIR KIMSEDIR. DESEM BILMEM DOGRUMU DERIM. DOGRU ISE DEMEM BENI KIM DOGRU ANLAYABILIR.
Müslümanligimiz bize nefsimizi öldürmeyi degil, nefsimizi aldanistan korumayi, sabr ile onu terbiye etmeyi emreder. Seytanin varligi bizi, kötünün disimizda oldugu bilgisine götürür. Bu, düstügümüz hatalarda kendimizi affetme kolayligi saglar bize. Her hatadan kendimize, kalbimize dönerek tevbe ederiz. Hatta bazen iç düsman olan nefsimizi basibos birakmak, haram islemek, günahsizlik çabamizdan evla bile olabilir.
Biz dünyada, günahlarla hemhal olarak yasariz. Dünyada bulunusumuzun sebebi bu.  Günahsizligi ile övünen cehaleti ile avunur. Günaha girip hakkiyla tevbe edebilen tecrübesiyle yol alir. Vesselam. 02. Mayis 2008
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner83

banner26