banner94

                                   HACI BAYRAM-I VELİ  1352-1429 (H.753-830)

                                 ANKARA’NIN ANADOLU’NUN TEMEL DİREĞİ

              İstanbul’un fethinin himayedarı, müjdesici, Anadolu’muzun Ankara’mızın manevi temel direği, büyük veli,Sırların kutbu, ilk Türk tarikatı kurucusu Hacı Bayram-ı Veli.

             Asıl adı Numan’ dır.Babasının adı ise Koyunlucu Ahmed’dir. Annesi Fatma Hanımdır. Safiyüddin ve Abdal Murat isimli iki kardeşi vardır.1352 yılında Ankara Çubuk çayı üzerinde ki Zülfadıl (solfasol) köyünde doğdu. Küçük yaştan itibaren ilim tahsiline başladı. Ankara ve Bursa’da tefsir, hadis, fıkıh gibi ilimlerin yanında fen ilimlerinde de yetişti. Hatta zamanının en sayılı fen bilimleri alimlerinden olduğu, hocaları tarafından her iki dalda da çok yetiştin ama yolunu seçsen ve o alanda ilerlesen diye nasihat edildiği bilinir. Ankara’da Melike Hatun’un yaptırdığı Kara Medrese’de müderrislik yaptı. Bir çok talebe yetiştirdi, halk gözünde sevgi ve saygı kazandı.

             Bir gün yanına ben Süca-i Karamani’yim Kayseri’den senin için geliyorum. Sana bir davetim var.Şeyhim Hamidettin-i Veli hazretleri seni davet ediyor demesi üzerine davete icabet lazımdır diyerek beraber Kayseri’ye gittiler.Somuncu Baba adıyla meşhur olan Hamidettin Veli hazretleriyle kurban bayramında buluştular.Büyük Veli’nin ‘iki bayramı bir arada kutluyoruz’ ifadesi sonucunda ‘Bayram’ lakabını aldı.Seneler süren tasavvuf hayatının sonucunda hocasının da teveccühleri ile büyük velilerden oldu.Bursa’ya 1384 yılında Şeyhi ile giden Hacı Bayram-ı Veli Çelebi Mehmet (Yeşil Medrese)Medresesinde 6 yıl müderrislik yaptı.Kayseri’ye döndüler ve Hocası ile birlikte üç yıl süren Hac’ca gitti.1412 senesinde Şeyhi  tarafından vekil seçildi. Aynı sene 20 Eylül 1412 yılında Şeyhi, Hocası büyük Veli Hamidettin Hamit vefat edince, cenaze namazını kıldırdı .

              Ankara’ya döndü. İrşat faaliyetlerine devam etti. Kısa süre sonunda talebeleri çoğalmaya başladı. İlmi her tarafta duyulur oldu. Osmancık’ta müderrislik yapan İstanbul’un manevi fatihi olacak olan Akşemseddin de bu ulu kişiye talebe olmak için gelenlerdendir. Rençberlik yapan birinin aradığı evliya olamayacığını düşünerek Mısır’a Zeynüddin Hafi hazretlerine gitmeye karar verir. Yolda rüyasında boynuna bir zincir takılmış. zinciri tutanında Hacı Bayram-ı Veli olduğunu görür ve hatasını anlayarak geri döner.Hacı Bayram-ı Veli’yi talebeleriyle ekin biçerken gördü ise de Büyük Veli bu sefer Akşemsettin’e hiç yüz vermez.Yemek vakti geldiğinde insanların ve köpeklerin yiyecekleri ayrıldı. Akşemsettin köpeklerin yanına yaklaştı, onların yiyeceklerinden yemek için hamle etti, bu yolla yanlış yaptığını ve pişmanlığını sergilemesi üzerine.Hacı Bayram-ı Veli ‘Köse kalbimize çabuk girdin’ diyerek yanına çağırdı.Akşemseddin bundan sonra hocasının yanından hiç ayrılmadı.

              Ankara insanların akın akın geldiği Büyük Veli’ye bağlandığı bir merkez haline gelince fesatların da kışkırtmalarıyla  ve yeni bastırılan isyanların da etkisiyle zamanın Osmanlı Padişahı ll.Murad Han Hacı Bayram-ı Veli’nin getirilmesini emir verir.Kendisini götürmeye gelen askerleri yolda karşılayan Büyük Veli yanına Akşemsettin hazretlerini de alarak yola çıkar.Yolculuk sırasında yaşanan olaylar sonucunda kendisini zorla götürmeye gelen askerlerin hepsi talebesi oldu.Edirne’de padişah ll.Murad’ın huzuruna çıkarıldı. Padişah tasavvuf ile ilgili bazı müşküllerini sordu. Sohbet ettikçe karşısındakinin ulu bir veli olduğunu anladı ve ikramlarda bulundu.Bir  kaç kez Edirne’ye gittiği ve 1426 yılında temeli atılan Uzunköprü’nün temelinin atılmasında dua ettiği bilinir.

           Sultan İkinci Murad Han kendisinden nasihat isteyince:“Tebean içinde herkesin yerini tanıyıp bil; ileri gelenlere ikramda bulun. İlim sahiplerine hürmet et. Yaşlılara saygı, gençlere sevgi göster. Halka yaklaş, açıktan günah işleyen kişilerden uzaklaş, iyilerle düşüp kalk. Kimseyi küçümseyip hafife alma. İnsanlığında kusur etme. Sırrını kimseye açma. İyice yakınlık peyda etmedikçe kimsenin arkadaşlığına güvenme. Cimri ve alçak kimselerle ahbablık kurma. Kötü olduğunu bildiğin hiçbir şeyle kaynaşma. Bir şeye hemen muhalefet etme. Sana bir şey sorulursa ona herkesin bildiği şekilde cevap ver. Seni ziyarete gelenlere faydalanmaları için ilimden bir şey öğret ve herkes öğrettiğin şeyi belleyip tatbik etsin. Onlara umumi şeyleri öğret, ince meseleleri açma. Herkese itimad ver, ahbablık kur. Zira dostluk, ilme devamı sağlar. Bazan da onlara yemek ikram et. İhtiyaçlarını temin et. Onların değer ve itibarlarını iyi tanı ve kusurlarını görme. Halka yumuşak muamele et. Müsamaha göster. Hiçbir şeye karşı bıkkınlık gösterme, onlardan biri imişsin gibi davran’.diyen İmam-ı Azam’ın nasihatini yaptı.

             Sultan Murad’ın Allah’ın izniyle, Evliyanın himmet ve beraketiyle Peygamberimizin müjdesine mazhar olmak isteğini iletmesi üzerine ‘Sultanım bu şehri almak ne size, ne bize nasip olacak, İstanbul’u almak şu beşikte yatan Mehmed’e ve onun hocası olacak bizim Akşemsettin’e nasip olsa gerekir.’müjdesini verdi. Padişah şehzadesi ve Akşemsettin’e başka nazarlarla bakmaya başladı.

              Dönüş yolunda Gelibolu’da bir sure kaldı ve Yazıcızade Ahmed Bican ve Muhammed Bican kardeşlerle kaldı. Onları yetiştirdi.İcazet verdi.

             Sultan Murad’ın kendisine verdiği ferman gereği talebelerinin yalnız ilimle meşgul olmaları için onların askerlikten ve vergiden muaf tutulmaları emrediliyordu. Bunu duyan bir çok kişi vergi ve askerlikten kurtulmak için geldi ve talebesi olduk dediler.Herkesi toplayan Hacı Bayram-ı Veli’ bana intisap eden herkesi kurban etmem emredildi.Canını malını feda edecek olan çadıra girsin ‘dedi.Elindeki bıçak ile daha önce çadıra koyduğu koyunu kesti.Çadırın dışına sızan kanı gören herkes kaçtı.Mubarek Veli ‘demek ki bu kadar talebemiz varmış,herkes devlete vergisini versin,askerliğini yapsın’dedi.

              Kutlu Veli Hacı Bayram-ı Veli  1429 yılında vefat etti. Mübarek kabri Ankara’da Kendi adı verilen camiinin yanındadır.

              İlk Türk tarikatı olan Bayramiliği kurmuştur. Dünyada kimseye yük olmamayı, alınteri ile kazancı, geçim zorluğunda olanlara yardım etmeyi esas alan Bayramilik Hacı Bayram Veli’nin ölümü üzerine Halifeleri Akşemsettin ve Bıçakcı Ömer Sekini Efendi yoluyla devam etmiştir.

              Halifeleri: Akşemsettin, Bıçakcı Ömer Efendi, Damadı Eşrefoğlu Rumi, Göynüklü Uzun Selahattin, Yazıcızade Ahmed ve Muhammet Bican Kardeşler,İ nce Bedrettin, Hızır Dede, Akbıyık Sultan, Muhammet Uftade bilinenlerdendir.

              3 kız, 5 erkek çocuğu vardır. Kızlarından sadece Eşrefoğlu ile evli olan Hayrünisa’nın adı bilinmektedir. Erkek çocuklarının isimleri ise; Şeyh Ahmet Baba, Ethem Baba, Baba Sultan, İbrahim ve Ali’dir.

Nasihatlerinden:

  • Hiddet ve kin, hakîkatleri gören gözleri kör eder. Öfke, iyi düşünmeyi daraltır, yanıltır.
  • Hiçbir günâhı küçümsemeyin, çok çalışın. Boş gezenler, zengin bile olsa, arkadaşları şeytan, kalbleri şeytanın konağı olur.
  • Dünyâ gamından, nefsin sıkıştırmasından hafifleyip kurtulmak istiyorsanız, kabristanları sık sık ziyâret ediniz
  • Ayıp ve kusurlarını gördüğünüz arkadaşlarınızın, komşularınızın, sırlarını ifşâ etmeyiniz. Çünkü gördüğünüz bu sırlar, size emânettir. Emânete hiyânet ise, çirkin bir harekettir.
  • Emaneti koruyunuz. Zira din de size emanettir, beden de.

 

 

 

 

 

            Öztürkçe şiirler yazmıştır.

N’oldu bu gönlüm,n’oldu bu gönlüm,

Derdi gam ile doldu bu gönlüm,

Yandı bu gönlüm, yandı bu gönlüm,

Yanmada derman buldu, bu gönlüm,

 

Bayramım imdi. Bayramım imdi,

Bayram edersin yar ile şimdi,

Hamdü senalar ,hamdü senalar,

Yar ile bayram kıldı bu gönlüm.

………………….

 

 

Bilmek istersen sen seni,

Can içre ara canı,

Geç canından bul anı,

Sen seni bil sen seni.

 

Kim bildi Ef’alini,

O bildi sıfatını,

Anda buldu zatını,

Sen seni bil sen seni.

 

Bayram özünü bidi,

Bileni anda buldu,

Bulan ol kendi oldu,

Sen seni bil sen seni.

 

            Allah (c.c.) Anadolu’muzun manevi temel direği olan, alın teriyle çalışmayı, helal rızkı, ilmi mümin için şart gören, Büyük Veli Hacı Bayram-ı Veli’ye rahmet eylesin. Aynı soydan, gelen, akrabası, hemşehrisi olan bizlerin de ona layık evlatlardan olmamızı nasip etsin.

 

                                                                                                                                          Selim ŞENOL


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner83

banner26