Bir müddet yazılarıma ara verdim; bir sebebi var mıydı?
Olmaz olur mu; elbette bir sebebi vardı. Hayatta tek şey sebepsiz yaşanır; insan sadece sebepsiz sever… Bu ayrılığın bir sebebi vardı ve bu lüzumsuz sebep beni çok üzmüştü…
Ama şunu belirteyim üzüntüm yalnız kendim içinde değildi… Üzüntümün en büyük ve en derin kısmını beni üzen kişi için ayırmıştım; neden mi? Bir insanı sebepsiz üzenin fazlasıyla üzüleceği gerçeğini biliyordum ve buna kalben inanıyordum. Çünkü hayat mütekabiliyet esası üzerine kurulmuştur dostlar; bugüne kadar yapanın yanına yaptığı hiç kâr kalmış mı? Hayır!..
Geçen bu zaman içinde tek bir kişi aradı; site sorumlusu Uğur DEMİRBAŞ… O da Facebook üzerinden bir mesaj yazdı; üzüntülerini bildirdi… Başka arayan soran olmadı.
Oysa ben yazılarımı siz okurlar için yazıyordum… Haddimi bilmez de değilim, öyle ahım şahım cümleler kuran, siz okurları önce aklından yakalayan, sonra zihnine yerleşen, daha sonra kalbine inen biri olmadığımı da biliyordum ama gönül bu umuyor…
Tek bir kişi yolda veya her hangi bir yerde, hani laf olsun kabilinden, niye yazmıyorsun diye sorsaydı… Soran çıkmadı be…
HÜKÜMDAR ve EŞKIYA adlı yazı serisinin 17. bölümüyle başlamak istiyordum ama vazgeçtim; bir müddet sevgi, sevda ve aşk üzerine yazmak daha doğruymuş gibi geldi. Gençlik sevgiyi şehvet, sevdayı ihtiras, aşkı arzu zannediyor; belki bir faydam olur.
Son yazdığım şiirle merhaba diyorum okumayı ihtiyaç bilenlere.
***
DÜŞTÜN GÖNLÜME…
… git dedikçe kaldın, inadın inat;
şu yılgın gönlüme düştün yar gibi…
… Şirin gıpta etsin, imrensin Ferhat;
şu bezgin gönlüme düştün dağ gibi…
***
… kazmasız, küreksiz delinir dağlar;
bazen yokuşları tırmanır sular…
… aşkı için yalnız Kerem’ mi yanar,
şu kırgın gönlüme düştün kor gibi…
***
… gel desem; bilirim, çıkar gelirsin;
benimle akıllı, bensiz delisin…
… ben, karlı bir dağım, sende yelisin;
şu yorgun gönlüme düştün çığ gibi…
***
… yıkıldım, dağıldım, gör ne haldeyim;
bazen gökyüzünde, bazen yerdeyim…
… bülbülün dilinde, açan güldeyim;
şu solgun gönüme düştün çiğ gibi…
***
… dilimde söz oldun, gözümde bakış;
aklımda düşünce, kalbimde nakış…
… dursun şelaleler, bu nasıl akış;
şu durgun gönlüme düştün sel gibi…
AŞK, bir bütünde tam olmaktır…
Her insan o bütünü tamamlamak için yaratılmıştır; bilelim…