Sınırsızlık nedir, kuralsızlık nedir; anlatılmazsa muğlâk kalır, yanlış anlaşılır…
Rahmetli Abdurrahim KARAKOÇ diyor ya: “ Aşka hudut çizilmiyor Mihriban…”
Tam böyledir sınırsızlık… Yâr neredeyse aşk oraya uzanır ve âşık oradadır.
Hele yârin yeri bilinmiyorsa, aşk her yerdedir ve âşık da aşkının peşindedir. Böyle sevenler var mıdır; olmalı ki, bugüne kadar yazılmış, çizilmiş ve bizde yazma cüretini gösterebiliyoruz.
Peki, aşk neden kuralsız sevmektir; aşka kural koymak gönle ferman yazmak olur ki, gönül ferman dinlemez… Gönül ferman dinlerse aşk zindana düşer; aşk zindana düşerse intihar eder.
Âşık, sevdiği kadına gönül vermeli, akıl vermemeli; kadın aklıyla özgür olmalı… Kadın sevdiği erkeğe böyle bağlanır, ömrünü adar… Âşık, sevdiği kadına ömrünü vermeli, kural koymamalı; kadın ruhuyla hür olmalı… Bir kadın ancak böyle sever, böyle aşık olur.
Dücane CÜNDİOĞLU diyor ya: “ Âşıklık erkeğe yakışır, maşukluk kadına… Maşuk hep alacaklıdır, âşık hep borçlu…” Ben borcumu ödemek için yazıyorum bunları; alacaklı tahsil eder veya etmez, kendi bilir… Bir şiir…
MESELEM…
... meselesiz kalmam... mesele olmam;
sen benim meselem, sen benim sevdam.
... sevgi toprağımdır, aşk ise havam;
sen benim toprağım, sen benim havam*
***
... pınarda suyum ol, ocakta ateş;
dalımda çiçek ol, tepemde güneş.
... sen hep benimle ol, bana bende eş;
sen benim selamım, sen benim duam.
***
... meselesiz kalmam... mesele olmam;
çare değilsem de, çaresiz koymam.
... bir garip aşığım... bir garip adam;
sen benim sol yanım, sen benim şuram.
Mesele aşk ise, çare bulunmuştur. Eline, yüreğine sağlık.