MAKSAT SÖZÜMÜZ OLSUN…(10. Bölüm)
Hz. Rumi’yi (MEVLANA) tanımayan var mı? Yoktur… Mesnevi’yi okudunuz mu sorusuna kaç kişi okudum der… Soru işareti…
Hz. Rumi’nin o dimağlarda yer tutan sözlerini yeri gelince kullanmayan yok gibidir; aklına gelmeyen olurda söylemeyen çıkmaz…
O sözler Mesnevi’ de geçer… Mesnevi’yi okumayan o sözleri nereden duymuş ve kullanmaktadır… Birilerinden… Hele o sözleri sosyal medyada paylaşanlar çoğunluk… Paylaşılan o sözlerin hayat açılımını düşünen, günümüz sosyal hayatına taşıyan ve uygulamaya kalkan var mı? Soru işareti…
Konya’ya gidip de Hz. Rumi’nin türbesini ziyaret etmemek herkes için ayıp kaçar mı? Kaçar… Peki, Hz. Rumi’yi bu kadar önemli yapan ilmi mi, yoksa hayata taşıdığı iman boyutundaki aşkı mı? Yine soru işareti…
Ziyaret edilen o türbede ki mistik atmosferin içine girip de yüreği titremeyen çıkmaz, gözü yaşarmayan olmaz, iç dünyası sarsılmayan yoktur… Gittik, gördük ve yaşadık…
Peki, Hz. Rumi’nin bu mertebeye yükselmesinde reddedilmez payı olan Hz. Şems kimin aklına gelir… Nadir insanın… Neden?
Aşkı öğreten ve yaşatan neden unutulur da, aşkı yaşayan ve yazan neden unutulmaz… Hayatın garip cilvelerinden birisi de budur…
Beni aşk şiirleri yazıyor diye eleştiren yok ama garip karşılayanlar oluyor; olmalı da… Olsun… Keşke, Hz. Rumi gibi aşkı yaşasam ve yazabilsem… Ona özenmek bile bir mertebe ama benim bugüne kadar hiç özentim olmadı ve olmayacak…
Ben kendi mecrasında akan, kendi öz değerlerini, kendi iç dünyasındaki his ve duyguları taşıyan küçük, basit ve sıradan bir derecik olmaya razıyı ve bu bana yeter… Ummanlar o geniş gönüllü ve kabına sığmayan insanların olsun.
Bakın birkaç yıl önce yazdığım bir şiirde neler demişim…
…sen hala susuyorsun;
sus bakalım…
...esirgiyorsun bir selamı;
öyle olsun…
... güneşte görüyorum seni;
günün aydın olsun…
... rüzgar kokunu getiriyor;
huzurum olsun.
... ömrümü aşka adadım;
helal olsun.
... ve sen hala susuyorsun;
sus bakalım.
... esirgiyorsun bir selamı;
öyle olsun...
O sıralarda yazdığım bir başka şiirde bir başka tarzda ve bir başka gönül hissiyatı içinde seslenmişim. Kime diye sorulmaz… Aşkta kimlik değil, kişilik vardır, birde duygu ve hissiyat…
... terliyorsam eğer;
düşüncem hasretine düşmüştür.
... titriyorsa ellerim Yâr;
sevdan yüreğimde üşümüştür.
... bir telaşa düşerim, görme;
bin şüphe beynime yürümüştür.
... nerdesin, ne alemdesin;
her duygum meraka dönüşmüştür.
... bilirsin ağlayamam;
hüznüm içimde büzülmüştür.
... ve artık terliyorum;
bil, düşüncem hasretine düşmüştür.
... hep titriyor ellerim Yâr;
anla, sevdan yüreğimde üşümüştür.
***
Umut azalırsa düşünce hasrete düşer; bakmayın gönlün yaşlanmadığına, insan yaş aldıkça sevda yürekte üşür.