“…Allah’a huşu ile bağlı erkekler ve huşu ile bağlı kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve
oruç tutan kadınlar…” (Ahzab 33/35) ayetindeki vazifelerin ve vasıfların kolaydan zor olana doğru sıralandığı göz önüne
alındığında, orucun namazdan ve zekâttan daha zor bir ibadet olduğu anlaşılıyor.
Oruç ibadeti Zor olmakla beraber, öteden beri insanoğlunun maddi ve manevi eğitimi ve terbiyesi için uygulana gelen ilahi bir
kanundur :
“Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki
korunursunuz.” (Bakara 2/183).
Bizden önce gelip geçmiş bütün ümmetler oruçla terbiye oldu. Bizler de oruç mektebinin talebeleriyiz. Nefsimizi bir Ramazan
boyunca mezun etme gayretine girmeliyiz.
İşte sözün özü mahiyetinde ki Hadis-i Şerif:
Cebrail (a.s.) “Ramazan ayını idrak ettiği halde Allah’ın mağfiretini kazanamamış kimseye yazıklar olsun!” dediğinde Rasulullah
(s.a.v.) “amin!” diye mukabele ettiğine göre; bu sayılı günleri ibadetle, namazla, tevbe-i istiğfarla, Kur’an öğrenmekle ve de
Kur’anı okumakla, O’nu anlamakla, anlatmakla geçirmeli ve bu ayın sonunda, bir daha kirlenmemek niyetiyle temizlenmiş
olmalıyız...
“Oruç tutun, sıhhat bulun.” diyor Rasul-ü Ekrem. Ayrıca nefisleri azgın olanlara da oruç tutmalarını tavsiye ediyor. Demek ki
oruç, nefsi kontrol altına alabiliyor. Oruç tutan sabretmesini bilir, iktisadı bilir, insanlığı bilir, paylaşmayı, halden anlamayı bilir.
Rabbine kul olduğunu bilir.
Bize ‘ günün bir bölümünde size helal kılınanlardan bile uzak durun, oruç tutun’ denmesinin çok hikmetleri vardır. “Yeme !
Sadece Rabbin istedi diye dur.!!! Verenin O (c.c.) olduğunu unutmamak için, verdiğine şükretmiş olmak için suyu içme. Söz tuttuğunu, emre başkaldırmadığını göstermek için dünyalık zevklerine kısa bir süre için imsak et.”
1-: Orucu Tutmak Nedir ? Ne Anlam İçerir?
Seksen - doksan yaşına geldiği halde orucunu bırakmayanlar gitti, sapasağlam olduğu halde “ tutamıyorum ” diyen gençler geldi.
Fidye verirerek Ramazanı geçirenler var.
“Allah' ın izniyle , ne olursa olsun orucumu tutarım ” diyen şeker, tansiyon hastaları vardı . Reyyan kapısında. Ama artık
“Kışın kısa günlerde tutarım.” diyenler var.
Hasta olup oruç tutması yasak olanlar bile oruçluymuş gibi aç durur, kimseye de belli etmezlerdi ilaç yuttuklarını. Şimdi
Ramazan’ın gündüzlerinde kafeleri, çay bahçelerini vb yerleri tıkaba dolduran , insanların gözünün önündeki her yerin, yiyen içen
müşterilerle dolu olması ne hüzün verici bir tablo.
Kimseyi suçlamamak gerek . Belki biraz anne-babalara yüklenilebilir. Kim yetiştiriyor bu ibadetten uzak nesilleri? Nisbet eder gibi
oruçlunun karşısında su içen bilinçsiz, duyarsız gençleri? Kaç anne-baba :
“ Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle; ey Rabbimiz! Duamı kabul et!” (İbrahim 14/40)
demiştir gönülden?
2-: Orucu Nasıl Tutmak Gerekir ?
Oruç tutmak insanı bütün işlerden muaf tutarmış gibi, “Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul ve yalnız Rabbine yönel.” (İnşirah
94/7-8) emrini unutup televizyondan Ramazan programlarını seyredenler..
Baş ağrısından, mide yanmasından, göz kamaşmasından, kulak çınlamasından orucu sorumlu tutup durmadan şikayet
sıralayanlar..
İftar sofrasının zenginliğini ibadet sanıp, mideyi tıka basa doldurmak suretiyle, sevap hanesini de doldurduğunu sananlar..
Tv’lerden öğrendiğine göre “teravih namazı diye bir şey de yokmuş zaten” diye kalbi huzur içinde, ve de güzel oruç tuttuğunu
düşünerek uyuklayanlar..
Kur’an ayı Ramazan’da bile, bir Kur’an hatmi bitiremeyenler.
Ramazanımız mübarek ola…
Kalp kırmayanlar, gönül alanlar, sabredenler, şikayet etmeyenler, işten güçten mümkün olduğunca elini çekmeyenler, hayırda
koşanlar, teravihte fire vermeyenler, safları sıkı tutanlar, teheccüt kaçırmayanlar, hatimlere mukabeleler ekleyenler, oruç tutup
maddi manevi sıhhat bulanlar..Allah'ın izniyle sizin Ramazanınız zaten mübarektir.
Mevlamızyaptığınız cümle ibadetleri ulûhiyeti dergâhında kabul eylesin. Bizleri hakkıyla oruç tutmaya muvaffak eylesin…
Ramazan oruç ayı, diğer ümmetlere farz kılındığı gibi Hazreti Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm'ın ) ümmetine de oruç
tutmanın farz kılındığı ay. İman ederek ve sevabını Allâh'tan umarak oruç tutanların bir yıllık günahlarının affedildiği ay.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem'in), "Onu değerlendirmek suretiyle Allâh'ın (c.c) mağfiretine eremeyen kişiler dünyada da
ahirette de sürünsün." diye beddua ettiği ay.
Ramazan, Berzah'ı ışıklandıran teheccüdlerle gecelerin şenlendiği ay. Kabirde yoldaş olan teheccüdlerin aksatılmadan kılındığı
ay. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem'in ) onun hakkında "iman ederek ve sevabını Allâh'tan umarak teheccüde kalkan
kişinin geçmiş günahları affolur." buyurduğu mübarek ay.
Mütekellim-i Ezeli olan Yüce Rabbimizin insanlığı Kur'ânla şereflendirdiği mübarek ay. İnsanların Kur'ân tilavetini coşkuyla eda
ettikleri ay. Mukabelelerin heyecanla takip edildiği ay. Kur'an meâli'nin heyecanla takip edilerek Rabbim bana ne buyurmuş diye
merak edildiği ay. Rasûlullah'ın ( sallallahu aleyhi ve sellem ) her sene Hazreti Cebrail aleyhisselam'a Kur'ân'ı arzettiği ay
. Kur'ân'ın okuyana şefaat edeceği ay. Küçük çocukların boyunlarına Kur'ân kılıflarını asarak heyecanla mukabele için
koşuştukları ay. Anaların mukabele sevabında komşularından, gelinlerinden ve kızlarından geride kalmama telaşını yaşadıkları
mübarek ay.
Bütün müslümanlar da cömertlik hissinin coştuğu mübarek ay. Mü'minlerin diğer müminlere karşı şefkatle kanatlandığı ay.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem'in) "onu kollayan ile ben cennette komşu olurum." buyurduğu yetimlerin başının
okşandığı ay. Fakirlerin hatırlandığı halinin anlaşıldı ay. Zekatların cömertçe verildiği, Fitrelerin paylaştırıldığı ay. Fakirlerin ve
kimsesizlerin dört gözle yolunu beklelediği mübarek ay. Vakıf ve derneklerin heyecanla fakirlere, yoksullara,yetimlere
, kimsesizlere kumanya, yemek ve yardımları dağıttıkları ay. İnsanların büyük bir coşku içerisinde birbirlerini iftara ve sahura
davet ettikleri mübarek ay. Zenginin davet edilip'te fakirin unutulmadığı mübarek ay.
Orucu İslâm'ın rükünlerinden biri kılınan ay. Cennet-i Ala kapılarının tamamının açıldığı, oruç tutanların istediği kapıdan içeri alındığı ay. Cehennem kapılarına kilit vurulduğu ay. Şeytanların ve azgın cinlerin zincire vurulduğu ay. İnsanların melekleştiği, meleklerin de insanlar arasına inerek dolaştığı mübarek ay. Sevapların katlandığı günahların ise affedildiği ay. Rahmân ve Rahîm olan Rabbimizin rahmetinin her zamankinden daha fazla coştuğu ay. Bütün amellere lütufların ve sevapların bol bol verildiği ay. Yüce Yaratıcı'nın, "oruç benim içindir mükafatını da ben veririm." buyurduğu ay.
Bağrında bin aydan daha hayırlı bir geceyi barındıran mübarek ay.
Mübarek olsun !!!
AHMET KÖKEN
DİN GÖREVLİSİ