banner94
YA TÜRKLER OLMASAYDI!
Yusuf AKGÜL

Siyonizm ideali, çok kültürlü ve karmaşık inançlı bir sosyal yapıya sahip olan Ortadoğu’da bir devlet haline gelip İsrail'e dönüştükten sonra, bu mozaiği kullanarak, Arap devletleri arasındaki çatışmaları ya da devletler içindeki iç savaşları körükleme imkanı elde edecekti. Nitekim de öyle oldu..
Fransa ve İngiltere'nin yeni kurdukları devletlerde yaptıkları düzenlemeler de istikrar bozucu nitelikteydi. Örneğin Suriye'deki Fransız yönetimi, ülkede azınlık durumunda olan Nusayrileri, Sünnilere karşı kayırdı ve bugün hala sürmekte olan azınlık BAAS iktidarına zemin hazırladı.
Bu politika, Suriye'de kalıcı bir Nusayri-Sünni çatışmasının tohumlarını da attı.
Ortadoğu'da bir yüzyıldır devam eden, özellikle de İsrail'in kurulmasından bu yana şiddetlenen karmaşanın nedeni, iste bu Osmanlı sonrası düzenlemeydi.
Osmanlı sonrasında oluşan "otorite boşluğu", Batılı güçler tarafından hiçbir zaman doldurulamadı.. Fransa ve İngiltere Ortadoğu'ya istikrar değil, bitmeyen çatışmalar ve savaşlar, dinmeyen gözyaşı ve kan getirdi.
Amerika ve İngiltere'nin koruyucu kanatları altında gelişen Siyonizm, kısa sürede bölgenin geneline yönelik bir tehdit haline geldi.
Osmanlı sonrasında Ortadoğu'da kalıcı bir düzen ve istikrar oluşturulmamasının nedeni, sömürgecilerin bunu yapabilecek bir güce sahip olmamaları değil, bunu yapmak için gerekli olan stratejik anlayışa sahip olmamalarıydı..
Osmanlı Cihan Devleti,, ele geçirdiği- frthrttiği bölgelere "Nizam" götürmeyi "ilahi görev" sayan bir anlayışla yönetiliyordu.
Sömürgeciler ise sadece kendi menfaatlerini gözettiler ve menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yaptılar. Düzensizlik gerektirdiğinde düzensizlik ürettiler.
Balkanlar'da ve Ortadoğu'da söz konusu olan bu durumun yakın tarihi incelendiğinde, bölgesel farklılıklarla birlikte, Kafkasya ve Orta Asya için de geçerli olduğu görülecektir.
Tıpkı Balkanlar ve Ortadoğu'da olduğu gibi, Osmanlı hinterlandı içinde yer alan Kafkasya ve Orta Asya'da da, Osmanlı hakimiyetinin sona ermesiyle birlikte barış ve güvenlik yerini, baskı, şiddet ve karmaşaya bırakmıştır.
Dün Osmanlı Cihan Devletine küfreden, Padişahlarına olmadık hakaret ve iftiralarda bulunan, emperyalist ve baskıcı olarak suçlayan sözde bazı Türk aydınları, bugün bir gerçeği itiraf etmek zorunda kalmışlardır:
Basta Ortadoğu, Balkanlar ve Orta Asya olmak üzere bütün dünya yeni bir Osmanlı’ya, bir "Osmanlı-Türk Ruhu"na ihtiyaç duymaktadır...
Bu tarihsel sorumluluğu yerine getirmeye layık tek ülke ise, Büyük Osmanlı Devletinin mirasçısı ve emanetçisi olan Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner83

banner26