SUMUD FİLOSU İNSANLIĞIN SESİ…
Gazze, uzun süredir insanlık onurunun sınandığı bir coğrafya. Abluka, sadece gıda ve ilaç gibi temel ihtiyaçların önünü kesmekle kalmıyor; aynı zamanda uluslararası hukukun ve vicdanın da duvarlara çarpıp geri döndüğü bir alan yaratıyor. İşte bu duvarlara çarpan yankıların en güncel karşılığı, kırktan fazla ülkeden aktivistlerin bir araya gelerek oluşturduğu Sumud Filosudur.
İspanya’dan yola çıkan elliden fazla gemi, yalnızca birer taşıma aracı değil; aynı zamanda küresel dayanışmanın sembolü. Aktivistlerin arasında insan hakları savunucuları, tanınmış insanlar ve adını belki hiç duymadığımız, fakat vicdanı bu yolculuğa katılan yüzlerce insan bulunuyor. Bu çeşitlilik, Filistin meselesinin artık bölgesel değil, küresel bir sorumluluk hâline geldiğinin de göstergesi.
Barcelona’da, Tunus’da filoya verilen güçlü halk desteği, aslında dünya kamuoyunun sessiz kalmadığını kanıtlıyor. İnsanların sokaklarda, meydanlarda “yanınızdayız” demesi, Gazze’ye ulaşılamasa bile bu yolculuğun çoktan bir anlam kazandığını gösteriyor…
Sumud Filosu’nun rotası, geçmişte defalarca acı olaylara tanıklık etmiş bir rotadır. 2010’da Mavi Marmara baskını, on aktivistin yaşamına mal olmuş; Conscience gemisi daha Malta açıklarında İHA saldırısıyla durdurulmuş; en güncel örneklerden Madleen ise uluslararası sularda hukuksuzca alıkonulmuştur. Bu olaylar, İsrail’in ablukayı delme girişimlerine verdiği sert yanıtların tarihsel örnekleridir.
Bugün Sumud Filosu yola çıktığında herkesin zihnindeki soru aynıdır: “İsrail nasıl karşılık verecek?” Bu sorunun kesin bir yanıtı yok; fakat geçmiş bize risklerin ne denli büyük olduğunu gösteriyor… bakmayın bizim tuzu kuruların Kumluca’daki vurdumduymazlığına… Onlar halen ve halen bir kez bile bir ses vermediler… Benim lay lay lom belediyeciliği ve laylay lom partileri dediğim de bu zaten…
Şimdi İsrail’in düşmanlığı ve zulmü bakıyor o denizin sularından…
Tehditlere rağmen filonun cesareti:
“karıncanın ateşe su taşıması”
metaforunda ifadesini bulan direnci hatırlatıyor. Küçük görünen çabalar, küresel ölçekte birleştiğinde büyük bir yangını söndürebilir. Sumud Filosu, ablukayı fiilen kıramasa bile, uluslararası alanda İsrail’in izolasyonunu artırıyor; vicdanların yeniden harekete geçmesine katkı sunuyor…
Sumud Filosu bir deniz hareketi olmaktan öte, bir vicdan çağrısıdır. Gazze’de açlığa, susuzluğa, bombaların gölgesinde yaşamaya mahkûm edilen çocuklara bir sesleniştir. Bu filo, “dünyanın bütün çocukları kardeştir” sözünü sadece bir slogan değil, bir hedef olarak yaşatmaya çalışıyor.
Belki bu yolculuk da engellenecek, belki gemiler durdurulacak. Ama kesin olan şu ki: Her engelleme, her saldırı, insanlığın belleğinde yeni bir direniş satırı açacak ve açmalı da…
Ve bu satırlar, bir gün büyük ateşi söndürecek su damlalarını biriktiriyor…
Küçük adımların büyük sonuçların doğurduğunu da göreceğiz…
Yeter ki vicdan denilen o yüce duyguya karşı hassas olalım…
Vesselam...