banner94
ITIRAF EDIYORUM
BIR ZAMANLAR BENDE
DARBE OLSUN ISTEMISTIM
HIÇ DE PISMAN DEGILIM.
 
            Herhalde 1992 bahar aylaridir. Atatürk Ögrenci Yurdu?nda bir arkadasim kalirdi. Onu görmeye giderdim. Kapidan sokmazlardi. Uzak bir kösede telden atlar girerdim. Simdi bazen isim düser de oralardan geçersem o atladigim yerlere bakiyorum. Iyice yükseltip saglamlastirmislar. Simdi istesem giremem. Onun odasinda sohbet ederdik, plastik isiticisinda çay yapardi, çay içerdik. Bir gün sohbet ederken ?biz memleket meselesinden baska ne konusuruz ki- ?darbe olmasi lazim? dedigimi hatirliyorum. Dedim dedim de niye dedim. Hele bi dinleyin.(yani okuyun)
            Soguk savas yutturmacasinin (Evet Yutturmacaydi, hem de bütün dünyaya bütün insanliga yutturulmus kocaman bir yutturmaca) bittigi günlerdi, dünyanin efendileri, yeni dünya düzeninden bahsediyorlardi, güya Sovyet blogu yenilmis, Amerika dünyanin tek süper gücü haline gelmisti. Saddam?i önce Kuveyt?e sokmuslar. Sonra dünyanin en büyük askeri silah gücünü Orta Doguya yigip, üstüne bomba yagdirmislardi. Dünya canli canli savas seyretmenin zevkini de tatmisti!!! Türkiye de Amerikancilik Avrupacilik laflari ediliyordu. Herkes saskindi. Solda da sagda da derin bir sessizlik vardi. Simdi düsününce ?herkesin patronu baska yerlerde daha önemli islerle ugrasiyormus da ondanmis bu sessizlik? diyesim geliyor. Utanç Duvari yikilmis Almanya birlesmisti. Baskent Bonn?dan Berlin?e tasinmisti. Dogu Avrupa kapitalizmin kucagina atlamisti. Sistem yeni alanlara nüfuz ediyor, oralari sistemin isleyisine uygun bir sekilde yeniden tanzim ediyordu. Demirel daha ?Adriyatik?ten Çin seddine Türk Dünyasi? lafini söylememisti. Bir karmasadir almis basini gidiyordu. Iste ben bu sartlar altinda Türkiye?nin bir devlet akli oldugu inanciyla ?bir darbe olsa da su karmasaya son verse, Avrupaci kim, Amerikanci kim onlari ayirip, Türkiyecilerle Yeni Dünya Düzeninde Türkiye nerde nasil olacak sorusunun cevabi verilse, devlet bu cevaba göre yeniden tanzim edilse? ümidiyle öyle dediydim. Ama yok öyle degilmis, ?Kazanin Öldügü? o zamandan belliymis.
            Biz devlet ve millet olarak 80?li yillarda bir otobana sokulduk. Bize pahali bir araba sattilar, parasini bizden alip yolumuzu yaptilar, ?bu yol sizi selamete çikaracak? deyip arkamizdan baktilar. 90?li yillarda otobanin sonuna geldik önümüzde yalçin kayaliklardan kocaman bir dag. Ferhat olup dagi delmeye kimse cesaret edemedi. Her bas kendi yolunu çizip, uygun bir patikadan, dagi asmayi denedi. Dagi asarken bazilarimizi kurtlar sofrasinda yem etmeye razi olduk. Bazilarimiz milletin selameti için yem olmaya razi oldu. Patikalar her birimizi bir yana savurdu. Kervan dagda dagildi. Saniyorduk ki yukarda bulusacagiz, ya da dagin ardinda. (Aslinda bu benim hüsnü zannim, herkes kesesinin derdinde) Ama ?göçtü kervan kaldik daglar basinda?. Simdi her birimiz bir yamaçta birbirimize bakiyoruz. Daga çikis varmis da inis yokmus. Bunu gördük de ona yaniyoruz. Simdi önümüzde bir uçurum var. Uçurumda kildan ince kiliçtan keskin bir köprü var. Bu köprü bizi tasimaz bunu biliyoruz. Köprü?yü geçsek karsida ne var onu bilmiyoruz. ?Göçtü kervan kaldik daglar basinda?. Allahtan ümit kesilmez deyip, sabirla bekliyoruz.
Belki ?sen simdi de darbe istiyorsundur? diyen olabilir. Türkiye bugün, yukari tükürsen biyik, asagi tükürsen sakal çikmazina sokulmustur. Problem Türkiye?nin nerede, nasil, kiminle olacagi problemidir.
Vazife sadece bir kisiye ya da bir kuruma düsmemektedir. Tek çikis yolu birlik ve beraberligi temin edecek ?kimlik bilincine? ulasmaktir. ?Dis düsman? her duruma göre bir B plani sahibidir. Yapilacak her yanlis hareket hesaplanmis, planlanmis olmalidir. Bu durumdan tek çikis yolu birlik ve beraberligi muhafaza ederek hareket etmektir.
Birine istedigimiz bir seyi yaptirmanin en iyi, en güvenli yolu, onu o seyi kendi istegiyle yaptigina inandirmaktir. Bazen kendi istegimizle yaptigimizi sandigimiz sey, aslinda karsimizda duranin yapmamizi istedigi, bekledigi seydir. Dünyayi yönetenlerin aptal ve gafil oldugunu, (hatta çok iyi insanlar olduklarini sananlar bile var) sananlar kendileri aptal ve gafildirler. Türkiye?yi cepheden karsisina almayi hiçbir dünya gücü göze alamaz. Çünkü böylesine mertçe bir tavri gösterecek karakterleri yoktur. Ayrica öyle bir durumda Türkiye?yle basa çikamayacaklarini da çok iyi bilirler.
Oyun ?çayin tasiyla çayin kusunu vurma? oyunudur. Eger ?her sey ne güzel yolunda gidiyordu hep sunlarin yüzünden böyle oldu? diyorsaniz tam onlarin istedigi gibi düsünüyorsunuz demektir. Güzel gittigini sandiklariniz, benim tabirimle ?bostandaki karpuzu, esegin sirtina yükleme operasyonu? gibi bir seydir. Elbette aramizda gafiller var, hatta hain bile vardir. Ama suçun büyügü hepimizdedir. Sahiciligin pesine düsmedik. Dünya malina tamah ettik. Agzimiza bir parmak bal çaldilar. Hem de halis bir bal bile degil, düpedüz sahte. Simdi ?biraz kavanoz yalayin bakalim? deyip bizimle dalga geçiyorlar.
Biz (biz deyince hiç içinde olmadigim halde kendimi de ister istemez dahil ediyorum)  balon olmayi bastan kabul ettik. Balonlar elbette bir gün patlar.
Dünya hayatinda, çikmaz sanilan her çikmazin, bir çikisi muhakkak vardir. Ve biz Türkler, o çikis yolunu her zaman bulmusuzdur.     
Istanbul 11.06.2008   
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner83

banner26