O İÇİMİZDEN BİRİ… -4-
BÜTÜN ZAMANLARIN HİZMET VE ERDEM İNSANI OLARAK KERİM BAL…
BU YAZI KIZILCAHAMAMLI KÖY ENSTİTÜLÜ ÖĞRETMENLERE İTHAFTIR…
Ahmet İLHAN
Zamanın hızla aktığı bir Kızılcahamam gündeminde Kerim Bal, köy okullarında bilinen, aranan ve hatırı olan bir öğretmendir. Öğretmenlik yaptığı bütün okullarda köylülerle kurduğu kadim değer ilişkisi her şeyin üstündedir.
Her okul daha iyi bir okul haline gelmiştir. Okul daha bir yeşillenmiş ve daha bir yaşanılır hale getirmiştir. İşte o Kerim Bal sevgisi ve aranıp sorulan öğretmen olma sevdası hiç de tesadüf değildir; emekle, bilimin gündelik hayatta kullanımıyla ve gönül insanı olmanın sevgisiyle olabilmiştir…
Kerim Bal söze şöyle başlıyor;
“Sene içinde ve sene sonunda hatta tatillerde bile öğrencilerimizi yüksek okullara gönderebilmek için gece gündüz çalışırdık… Meslek hayatımda mezun ettiğim öğrencilerle ve yüksek okulları bitiren öğrencilerle çok iyi bir iletişimim olmuştur. Bugün bile bu ilişki devam eder. Bu ilişkilerimden çok mutlu oldum. Öğrencilerim beni mutlu ettiler…” derken dünya kadar insanın adını söylüyor. Heyecanına diyecek bir şey bulamıyoruz… Gönül insanı olmanın erdemiyle buluşmanın da keyfini çıkartmıyor değiliz… Yine sözü veriyorum kendine;
“Köy öğretmenliği yaparken halkın isteklerini çok iyi kavradım. Yaşantım boyunca, meyvecilik, ahlat aşıcılığı, elma bahçeciliği, tiftik keçiciliği ve at ile katır üreticiliği üzerinde çalıştım… Halkın ekmeğini artırmaya özen gösterdim… Köylerimizin yollarını yapmayı başardık… 1980’li yıllardan sonra da köylerimizin elektriğini getirmek için çok çaba harcadık… Okulu olmayan köy kalmadı…”
Yirmi yıl köy öğretmenliğinde kalma zorunluluğu bu yıllarda kaldırılır. Emekle suladığı toprakları bırakıp Kızılcahamam Orhan Gazi İlkokulu’nda başlar öğretmenliğe… Bundan sonra sözü yine kendisine veriyorum;
“Atatürk’ün doğumunun yüzüncü yılı hasebiyle eğitime ve öğretime büyük bir yer verildi. İlkokulu bitirme ile büyük bir kampanya başlatıldı. Ben de cezaevinde olanlara, Jandarmada ilkokulu bitirmemiş erlere okuma ve yazmayı öğrettim. Bu konuda çok ciddi emekler verildi. Ben de ilk kez Kızılcahamam’da ‘YILIN ÖĞRETMENİ’ seçildim.” derken bile aklında fikrinde yeni bir okul bitirme planları vardır… 1982- 1983 ders yılında Ankara Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ne bağlı Kırşehir Eğitim Yüksek Okulu’ndan mezun olur. Eğitimin yaşı olmuyor diyen Bal, “yüksek okul öğrenimi insanın bilgisini, görgüsünü, olgunlaşmasını sağlıyor, hemen her konuya daha farklı yaklaşımlarda bulunmaya yöneliyorsunuz. Bu da sizi çok yönlü olmaya itiyor. İşte o çok yönlü ve kamuya fayda üretmek için Ankara tiftik keçisi sürüsü oluşturdum…” diyecek ve bu uğraşısı 1988- 2005’yılına kadar sürecekti. Kerim Bal bu alanda da tanınan ve çeşitli görevleri yüklenen bir karakter olmuştur.
Orhan Gazi İlkokulu’nda da uzun süre çalışır. Bu okulun en eski öğretmenlerinden biri olarak yetiştirdiği öğrencileriyle anılır, saygı ve sevgiyle kendisinden bahsedilir.
Günü gelir evlenir, tam dört kızı vardır.1957 yılında Yıldız, 1960 yılında Nurgül, 1963 yılında Selma, 1966 yılında da Fatma Hanımlar dünyaya gelir. Sekiz torunu var sekizinde isimleri KERİM’ den oluşur. Çalışkan ve azimli bir öğrenciyken iyi insan olmayı, üretici bir kimlik oluşturmayı, okuyan bir öğretmen olarak ilmik ilmik kendini dokuması, her daim insanların yardımına koşması, kültürel ve sosyal olarak kendini bir toplum önderi olarak donatması Kerim Bal’ın fıtratındaki olgulardır…
Emekliliğini ise 1988 yılında ister. Ağaçlarla donattığı dünyasını, hayvanlarla kurduğu kadim ilişkisini, mezun ettiği ve başarılarıyla övündüğü öğrencileriyle halen süren hasbıhal noktası, Kerim Bal öğretmenimize kadim bir paklık ve güleç yüzlülük katmış. Her zaman yüzünde hiç eskimeyen bir gülücükle yanınızdan çeker gider. Selamı boldur. Sofrası bereketlidir… Halen köyüne gidip gelir akrabası ya da arkadaşları gibi gördüğü ağaçlarına suyu verir gerekli bakımlarını yapar…
Bal öğretmen ismiyle müsemmadır… Barışıktır ismiyle… Öyle kolay kolay üretemez arı balı… Gezmek gerekir, iyi çiçeği bilmek gerekir, temiz toprakların, doğal yaşamın içinden sıyrılıp gelinerek oluyor bal… Aynı Kerim bal gibi… Kendi doğduğu topraklara hizmet etmek, çoluğuyla çocuğuyla ve köylüsüyle bu topraklara iz bırakmak kolay olmuyor… Kerim Bal öğretmenimiz bu görevi ve hizmet anlayışını gönül rızasıyla yapanlardan…
Kerim Bal Öğretmenimizden 11 Mart 2019 yılında yaptık bu söyleşiyi… Havalar biraz soğuktu… Her nedense bahar biraz gelişini ertelemişti… Bir ara yağmur bile çiseledi… Artık veda zamanı gelmişti… Hocamızı kapıya kadar geçirmek istedik… Bir de baktık ki güneş çıkmış, havada tayfıyla müsemma bir gök kuşağı duruyor… İçimiz açıldı bir an… Kerim hoca da patlattı bombasını “GÜNEŞİ GETİRMİŞİZ BE…”
Adı Kerim Bal…
O bir köy Enstitülü…
O sıkı bir Atatürk takipçisi…
O yılmadan çalışan biri.
O bir cumhuriyet çocuğu…
O bir cumhuriyet öğretmeni…
Uzun ömürleriniz olsun… Bu topraklara dikeceğiniz fidan elinizden hiç eksik kalmasın, o güleç yüzünüz de…
Bu söyleşi ve aktardığımız konular ne kadar yazılsa bir yanı hep eksik kalacaktır… Yaşamlarımız gibi…
Saygılarım ve sevgilerimle…