Camiler ve Din Görevlileri Haftasında İmamlarımızın Yeri
Faruk ATEŞ
Her yıl olduğu gibi bu yıl da ekim ayına girdik. Ekim ayı demek din görevlileri için hatırlanmak hatırlanılmak demek…
Geçtiğimiz yıllarda yapılan programların ne kadar verimli ve eksikliklerinin olduğunu pek de inceleyen olmadı…
Bir şeyler bir etkinlikler olmalıydı ama ne?
Programlar genelde bir konuşmacı davet edilir, görevliler yoklama alınarak katılır ve dinlerler, önemli kişiler selamlama yapar, konuşmacıya teşekkür plaketi ve çiçek program biter. Din görevlilerinden bir kişiye belki beş dakika söz verilir, eh o da bize yeter gayri…
En güzel Kuran-ı Kerim ve ezan okuyan, dereceye girenler de çıkar sahneye, hediye plaketlerini onlarda alırlar.(program içinde olmalı) bizim toplumumuz cami cemaatimiz Kuran okuyan ve ezan okuyanlarını dini programlarda zaten dinliyor ve biliyor.(camiler ve din görevlileri etkinlik programı ALLAH(cc) kelamıyla elbette başlamalı)
Ne olmalı? Etkinliklerde neler eksik kalıyor özlediğimiz neler?
Bu toplumun içinde eli öpülecek o kadar din görevlisi var ki, onları kimse fark edemiyor…
Haftanın bütün programı din görevlileri tarafından organize ve icra edilmeli, sunucu, selamlama, konuşmacı teşekkür vs. en ücra köşedeki Ayşe teyzeye ambulans görevi gören imam sahnede yerini almalı. Dağ başında Ahmet amcanın çocuğunun üniversitede okumasına yardımcı olan, insan inşa ve ihya eden Hasan hocam sahnede olmalı. Örnek gösterilmesi gereken, camisini ilim ve irfan yuvasına çeviren imam önde protokolde olmalı. Sokak çocuklarını camiyle buluşturan imam anlatılmalı…Köylerde kanaat önderi olarak dargınları barıştıran,arazi anlaşmazlıklarında bilirkişi, sulh hakimi gibi arabulucu olan hocam yerini almalı sahnede,,, Gecelerini hasta komşularına ziyarete ayıran ,aç komşusuna aş sağlamada yardımcı olan menfaat peşinde koşmayan, sadece ezan vakti camiyi açan değil, komşularının kapılarını açan ve aşındıran Hüseyin hocam da sahnede yerini almalı.”işte benim din görevlim bu, Anadolulun hamurunun mayası hocam bu …var olduğu müddetçe kuva-i milliye ruhu dipdiri insanların her zaman var olacağı yurdumun çimentosu hocam işte bu…Birlik beraberliği kardeşliği tohum ekip filizlendiren hocam bu…” denilebilmeli…
Aslında ne cevherler vardır bizim din görevlilerimizde ama bir türlü açığa çıkmaz çıkarılamaz, ne sanatkârlar vardır bir türlü hapsoldukları cami ve mahalleden çıkamazlar, kilitli kalırlar maalesef…(tiyatro, gösteri, şiir, süsleme, yetenek v.s.)
Örnek camiler seçilmeli ve ziyarete gidilerek görevlisi onurlandırılmalı, öyle ya camiler haftası bir salonda hapis kalmamalı. Akademik kariyeri olmasa da milli ve manevi kariyeri tavan yapmış, örnek alınması gereken hitabeti güçlü hocalarımız elbette vardır bizim. Onları sahnelerde gözümüz arıyor ve görmek istiyoruz…
Din görevlilerimizin üstün yetenekli çocuklarına da programlarda yer verilmeli, onu yetiştiren ebeveyne teşekkür edilmeli…
Ne diyelim, din görevlileri yediden- yetmişe, beşikten- mezara toplumun her kesiminde yedi-yirmidört görevlerini yapmaya devam ediyorlar. Üçyüzaltmışbeş günün bir haftasını da, onların konuşacağı, içlerini dökebileceği, sahnelere ayırın… bu hafta biz başkalarını değil, bırakın da başkaları bizi alkışlasın…ha şunu da biliyoruz bizler alkış için değil ALLAH (cc) rızası için çalışıyoruz, sadece bizim sesimiz duyulsun isteğimizdir alkışlarınız vesselam..
“Camiler ve Din Görevlileri haftası” nın hayırlara vesile olması dileğimle….