banner94

AKP ÇÖZÜMLEMESİ HAŞHAŞİ BİLMECESİ PEKEKENİNABECESİ 2

İslam’da (dünyada yaşar iken)  kurtuluş yokmuş. Erdim dediğin zaman hamlığın söylersin, eremem dediğin zaman hamlıktan kurtulamazsın. Havf ve Reca çelişkisine dayanabilmektir yaşamak. Hayat karmaşıktır. Her şey girifttir hayatta. Bu karmaşanın içinde olayları, kişileri, halleri anlamaya ihtiyaç duyarız. Bu ihtiyaç bizi, tefrik etmeye, soyutlayarak müşahhaslaştırmaya, kategorize etmeye zorlar. Bu zorlamanın bizi getirdiği gerçeklik simülatif bir gerçeklik olduğu için aslında gerçek değildir. Gerçeği anlama çabamız, kaçınılmaz olarak gerçeklikten uzaklaşmamızı sonuçlar. Ama, hayatı, oluşu, külliyen anlamaya, idrak etmeye gücümüz yetmez. Bu simülatif gerçelik, gerçekliği anlamamızın tek yoludur. Bu nedenle her an hak üzere, her an hataya yakın bir hayat süreriz. Elbette her şey karmaşık değil. Ama hayat karmaşık, girift.

Bu girişten sonra yeniden başlıktaki konumuza dönebiliriz; AKP bir koalisyonun sonucuydu. Kimlerin koalisyon yaptığını anlayabilmek için, oyuncuları teşhis etmemiz gerekiyor. Bu dahi çok zor bir uğraş olacaktır. Genellemeler akıl yürütmeler yapmak zorunda kalırız. Uzlaşan birileri vardıysa, kimdi bu uzlaşanlar ve bu uzlaşmanın gayesi neydi?

Türkiye’de tayin edici güç sahibi yurtdışı güç odaklarını teşhis etmeye çalışalım. Mahir Kaynak’ın akıl yürütmesine uyarsak devletlerden bağımsız bir küresel sermayeden bahsedebiliriz. Bu devlet üstü sermaye gücü, Türkiye’nin rahatlıkla oynanabilecek bir alan olmasını istiyor olabilir. Küresel sermayenin devletlere yaklaşan ve devletlerle et ve tırnak kadar bütünleşmiş bir kesimi olabilir. Amerika, ve Alman-Fransız Eksenli Avrupa, İngiltere, İsrail bağlantılı ya da az önce sayılan devlet ve sermaye güçlerine hakim ve içkin Yahudi gücü, Vatikan veya Dünya kiliseler birliği merkezli, yukardaki devletlere içkin Hıristiyan gücü Türkiye de tayin edici yurtdışı devlet güçleridir. Bu güçler sermaye yapılarına göre, bağlantılı oldukları küresel, devlet üstü güçlerin çıkarları doğrultusunda Türkiye’nin şekillenmesini istemiş olabilirler.

Türkiye’nin kendi iç güç odakları, yurtdışı güçlerle çatışmayı göze almadan, beklenti ve talep sahibi olmuşlardır. Bu güçler, yurtdışı devletlerle ve devlet üstü güç odaklarıyla kaçınılmaz bir ilişki içindedir. Hatta onların uzantısıdır. Devlet mekanizması hem yurt içi hem yurt dışı güç odaklarıyla gönüllü ya da gönülsüz, isteyerek ya da zoraki bir ilişki içindedir. Demişim.

Anlama ve anlatma çabamız eksik kalmaya mahkûm bir çabadır. Bir çözümlemeye başlayacaksak nereden başlayacağımız da bir problem. Zaman olarak nereden başlayacağız, çözümleyeceğimiz her unsurun geçmişini, hangi geçmişin sonucunda bu günlere geldiğimizi çözümlememiz gerekiyor. Bu kadar geniş bir bakış açısına sahip olduğumuz takdirde anlatmaya çalıştığımız konuyu anlatmamız imkânsız hale gelecek. Bu geniş bakış açısına sahip olmadığımız takdirde hata ve eksiklerden korunmamız mümkün olmayacak, bütün etkenleri kuşatan bir bilgiye sahip olmamız dahi mümkün değil, bu imkânsızlıklar içinde ne yapmalı? Demişim.

Birinci yazıyı yazalı neredeyse 2 ay olmuş, yazmaya niyet ettiğim, çözmeye azmettiğim meseleler benim tarafımdan çözülebilecek olsalardı zaten mesele olmazlardı. Belki çözmeye yaklaşabilirim, belki çözmeye bile gücüm yeter, ama bu çözüm kabul görmedikten sonra neye yarar. Benim mesele olarak gördüğüm meseleler acaba herkes için de mesele mi? AKP Türk modernleşmesinin geldiği son aşamadan başka nedir? AKEPE’nin, hadi kırmayalım arkadaşları AK Parti deyiverelim, yapıp ettikleri ne kadar köklü, ne kadar milli? Bizi getirip bıraktıkları bu kavşakta Ak Parti ne kadar masum ne kadar suçlu? Adları haşhaşiye çıkanlar, birdenbire herkesin dilinde paralelci oluverenler, kimin çocukları, bunlar ne kadar milli, ne kadar hain. Bütün bunlar hakkında herkes gibi ben de fikir yürütebilirim. AK Parti nasıl Türk modernleşmesinin son uğrağı ise, Paralel deniliveren insanlar da İslam Modernleşmesinin, İslamı, kapitalist dünyevi işleyişle uyumlu hale getirmenin bir uğrağıdır diyebilirim. PKK’da Kürt modernleşmesinin bir parçası diyebilirim.

Bütün bu konular hakkında hakkaniyeti gözeten, kimseye haksızlık etmeden, çekinmeden, korkmadan kalem oynatmak çok zor. Ben ne söylersem söyleyeyim, okuyanlar da ancak işlerine geldiği gibi anlıyorlar. Pisliğin ayyuka çıktığı, milli, İslami, hukuki çok şeyin pervasızca tahrip edilebildiği bir ortamda galiba susmak en güzeli. Çünkü ortalıkta cereyan eden kavganın bizimle hiç alakası yok. Konuştuğumuzu da doğru anlayacak kimse yok. Aynı frekansta olduklarımızla zaten mesele yok. Aynı frekansta olmadıklarımıza da ne söylersek söyleyelim, davul zurna az.

 Temel problemimiz kemale ermemiş milletliğimizi, kemale erdirmek. Biz Türk isek, Müslümansak, kâfirlerle uzlaştığımız için, onların dünyayı getirdikleri bu hali bile isteye, gönüllüce kabulleniverdiğimiz için Türk ve Müslüman değiliz. İçimizde dünyanın şu haline razı olmayan bir taraf olmalı gâvurların her şeyine, bilimine, teknolojisine, kültürüne, bankasına, sigortasına, sanatına muhalefet eden bir alanı kurmalı korumalı ve pür İslami, tam Allah Rızasına uygun bir hayatı özlemeliyiz. Bu ilkeye riayet eden kim varsa bizdendir, millidir. Kim ki gâvurlarla iş tutuyorsa o haindir. Kötüyle uzlaşılmaz, kötüyle uzlaşana kötülük bulaşır. Kötüye boyun eğdirip, tahammül edilir. İyiyle kötü eşit olarak barışamaz. Müslüman kâfirle karşı karşıya geldiğinde onu mağlup edinceye, kötülüğünü sınırlayıncaya kadar onunla mücahede etmekle sorumludur. Kâfir daha güçlü ise ondan güçlü oluncaya kadar çabalamakla mükelleftir. Müslüman kâfirden aman dilemez. Türk ayıya dayı demez. Yaşayıp durduğumuz başarısızlık sadece Allah’a dayanarak birlik ve beraberlik içinde olmayı, sadece Allah rızasını gözeterek yaşamayı başaramamamızdandır. (Devam etmeyecek) 18.04.2014

  

 


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Veysel BAYRAM 2014-08-10 00:03:26

***** ""Kızılcahamam'da (RTE % 85.0 – E.İ %14.0 - S.D 0.5) Cumhurbaşkanlığı Seçimi sonuçları tahmini"" sonuçlarının; TÜRKİYE CUMHUR BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ SONUCU OLARAK NETİCELENMESİNİN (Ve 2015 ve devamı GENEL SEÇİMLERİ sonucu olarak neticelenmesinin ) SEBEPLERİNİ - VESİLELERİNİ NASİP EYLE (Amin - Amin - Amin)

***** Bu İnanç ve amaçla ve Allah (c.c) Nasip ederse işaallah, yarın gidip CHP’nin – MHP’nin – BBP’nin - SP’nin tabanını oluşturan ve siyaseti İSLAMA VATANA MİLTE DEVLETE hizmetin ARACI olarak gören tüm kardeşlerimle beraber OY’yumu/Oy’umuzu, II Atatürk – II Fatih - II Kanuni Adam gibi Adam Muhterem RTE’na vereceğim/vereceğiz işaallah.

banner83

banner26